Batılı anlamda tiyatro ilk defa Tanzimat döneminde görülmektedir. Şinasi’nin ‘’Şair Evlenmesi’’, ilk yayımlanan tiyatro eseridir. Namık Kemal’in ‘’Vatan Yahut Silistre’’ ise ilk defa sahneye konan tiyatro eseridir.

 

 

Tiyatro metinleri, göstermeye bağlı edebi metinler başlığı altında ele alınır. Aslında tiyatro, kendine özgü kuralları olan bir sahne sanatıdır. ‘İnsan yaşayışının sahnede canlandırılması sanatı’ olarak tanımlanabilecek tiyatroyla edebiyat arasında ilişki kurulmasının nedeni, tiyatro metinlerinin edebi metin niteliği taşımasıdır.

Tiyatro metinleri oyuncuların yapacakları hareketlerin (mizansenlerin); dekor, kostüm, efekt vb.nin açıklandığı bölümler dışta tutulduğunda-tümüyle diyaloglardan, yer yer de monologlardan oluşur. Diyalog, en az iki kişinin karşılıklı konuşması; monolog ise bir kişinin kendi kendine veya karşısında biri varmış gibi konuşmasıdır. Tiyatro metinlerdeki diyalog ve monologların, kahramanların siyasi, ekonomik, kültürel, psikolojik özellikleri, yaşları ve konumlarıyla uyumlu olması gerekir. Yazarın bu uyuma dikkat etmemesi, metnin etkileyiciliğinin azalmasına enden olabilir.

 

Tiyatro metinlerindeki olay örgüsüne dramatik örgü denir. Dramatik örgü ve diyologlar, anlatmaya bağlı edebi metinlerden (roman, öykü vb.) farklı olarak tiyatroda belli bir anlatıcı tarafından anlatılmaz. Yazar, metninde oluşturduğu kurmaca aracılığına başvurmadan doğrudan kahramanlarını konuşturarak ve onların beden dillerini kullanarak ifade eder.

Tiyatroda okuyucunun yerini izleyici alır. İzleyici, oyunun içeriğine göre güler, üzülür, korkar, acır, ağlar.. Tepkisini anında göstererek oyunun bir parçası olur.

Tiyatro metinleri okumak için değil; oynamak ve izlenmek için yazılmış metinlerdir. Bir tiyatro metni ancak dramatik örgünün oyuncular tarafından canlandırılması, metinde dile getirilenlerin sahnede gösterilmesi, kısaca o oyunun oynanmasıyla var olur.

Oynanmayan bir tiyatro eserinin gerçek anlamda var olduğundan söz etmek güçtür. Bu bağlamda tiyatronun bir ekip sanatı olduğu söylenebilir. Bu ekipte yazar, yönetmen, oyuncular, dekor tasarımcı, giysi tasarımcı, ışık tasarımcı, sahne amiri, suflöz, suflör gibi pek çok kişi görev alır.

Tiyatro metinleri yazılı olarak da sözlü olarak da oluşturulmuş olabilir. Söz gelimi geleneksel Türk tiyatrosunda (Karagöz, orta oyunu, meddahlık, köy seyirlik oyunları) dramatik örgüler ve diyologlar sözlü gelenek içinde oluşturulmuştur. Yani bu oyunlar yazılı metinlere bağlı kalınarak oynanmış değildir. Benzer bir durum, günümüz doğaçlama tiyatroları için de söz konusudur.

Göstermeye bağlı edebi metinlerin incelenmesinde anlatmaya bağlı edebi metinlerin incelenmesinde kullanılan yönteme benzer bir yöntem kullanılır.

Yazar

Merhaba! Ben Asuman DABAK. Ben bir tiyatro sanatçısıyım. Size bugün burada evrensel bir sanat dalı olan tiyatronun gelişim süreci ve onun süjesi olan insanın, tiyatro ile olan bağı hakkında konuşacağım. Sizlere, tiyatro sanatçısı olarak kendi gözlem ve deneyimlerimi aktarmanın yanı sıra kendilerine minnet borçlu olduğumuz bilim insanlarının, düşünürlerin bizlere aktardığı değerli çalışmalarının referans ve ışığında bu sanat dalının ortaya çıkışı ve gelişimi hakkında bilgi sunmaya çalışacağım.Teşekkürler.

Yoruma kapalı.

Pin It