Askerlikte “Sen kabak, ben kabak hoş geldin taze kabak” selamlaması vardır. Denizcilerbahar başlayınca yemekhanenin kapısına kabak asar herkes selamlarmış. Kimileri de bunu acemi askerlere yaptırıldığını söylüyor. Her neyse bu kabak gerçekten selam durulacak bir besin. Bilim insanları sizlere 7 gün Kabağı anlatacak. Aman kaçırmayın. İşte ilk yazı.

 

Sen kabak, ben kabak hoş geldin taze kabak

Erkekler bilir, kadınlarımız da erkeklerin en çok anlattığı konulardan biri askerlik anıları olduğu için onlarda artık öğrenmiştir diye düşünüyoruz. Askerlik, Karacılar, Denizciler, Havacılar ve Jandarma diye sınıflara ayrılır. Denizciler mevsimi gelince bir kabağı yemekhaneye asar, her gelen de selam verirmiş. Selamdaki tekmil de, “Sen kabak, ben kabak, hoş geldin taze kabak”  olurmuş.

Şimdi her mevsim manav tezgahlarında bulunduğu için kabağın nimetlerini anlatmaya başlıyoruz. “Kabak” deyip geçmeyin, çok önemli bir besin kaynağı olduğu için anlatıcılarımızın hepsi de okumuş arkadaşlarımız. İlk gün Ege Meslek Yüksek Okulu öğretim görevlilerinden Nursel Altunkaynak ve Ziraat Mühendisi İzzettin Furkan Aydın bize “Renkli Yönleriyle Kabak”ı anlatacak.  İddia ediyoruz, bu yazı dizimizi okuduktan sonra siz de  selama duracaksınız ve “Sen kabak, ben kabak, hoş geldin taze kabak”  diyeceksiniz.

Şimdi buyurun Kabak’a ( İbrahim Irmak / iirmak@ haberhurriyeti.com)

 

***

RENKLİ YÖNLERİYLE KABAK

(TANIMI, TARİHÇESİ, ÖZELLİKLERİ, FAYDALARI, KOZMETİKTEKİ KULLANIM ALANLARI) 

Hazırlayanlar:

 

Cilt Bakım – Güzellik Programı Öğr. Gör. Nursel Altunkaynak

Ziraat Mühendisi İzzettin Furkan Aydın

 

Pumpkin

Cucurbita moschata

Cucurbita Pepo

Cucirbito Maxima

Lungo Fiorentino

 

KABAKLA İLGİLİ BİR TANITIM

Cucurbita familyası mensubu olan kabağın; Kabak Cucurbitaceae familyası içinde meyvesi yenen sebzeler grubunda yer almaktadır. 100’den fazla cinsi ve 800’den fazla türü vardır. Türkiye’de ise 3 türü yaygın olarak üretilmekte ve tüketilmektedir. Meyveleri ve çekirdekleri insan beslenmesinde, tıpta ve gıda sanayinde kullanılabildiği gibi, kozmetik sanayinde de önemli bir yere sahiptir.

 

KABAK TARİHÇESİ

DİOSKORİDES adlı yazar M.Ö 2000-1500 yıllarında Amerika’da kabak hakkında ilk bilgileri vermiştir. Kabağın menşei bölgesinin Amerika olduğu ve bilhassa Cucurbita pepo ve Cucurbita moshata ‘nın buradan çıktığı ve dünyaya yayıldığı, Cucurbita maxima ‘nın ise Asya kökenli olduğu bilinmektedir. Buna karşın Anadolu kabakları üzerinde araştırma yapan ZHİTENEV, Cucurbita pepo’nun anavatanının Anadolu olacağını, çünkü Anadolu’da zengin kabak çeşitlerine rastlandığını söylemektedir. Amerika’da yapılan kazılarda bu türlere ait çekirdeklerin bulunması,bu bilgilerin diğer ülkelerde bulunan ip uçlarına göre eski olması,kabağın menşei bölgesinin Amerika olacağını kuvvetlendirmektedir. İngilizcede kabaklara verilen genel ” Squash ” adı esasında kızıl derililerin kullandığı ” Askutasquash ” tan gelmektedir.

1. Giriş

Tüm tarımsal gıda tedarik zinciri boyunca büyük miktarda atık üretiliyor ve bu da çevresel sürdürülebilirlik, kaynak israfı ve insan sağlığı için önemli endişelere neden oluyor. Gerçekten de, tarımsal gıda yan ürünleri ve atıklarının, ilaç sektöründen gıda endüstrisine, hızla gelişen kozmetik sektörüne kadar çeşitli biyoteknolojik alanlarda hedeflenen uygulamalara ulaşabilen değerli biyoaktif bileşikler açısından zengin olduğu geniş bir şekilde kanıtlanmıştır. Kozmetik alanında en aktif kullanılanlardan bir tanesi de kabak atığı (kabak posasıdır). Tüketicilerin sentetik maddeler hakkındaki endişelerine net bir yanıt olarak, yenilikçi ve işlevsel doğal bileşikler ve özler gerektirir. Bu bağlamda polifenoller, antioksidan ve antiinflamatuvar aktiviteleri sayesinde , anti-fotokarsinojenik etkilerinin yanı sıra , kozmetikler için çekici bileşenlerdir ve bitki yağlarının, yara iyileşmesini teşvik etmede ve cilt bariyeri onarımında faydalı olduğu düşünülmektedir

Kabak atıklarının (kabak posası) sürdürülebilir atık ve kaynak yönetimi ilkelerine göre doğal ürünlerin geri kazanımı, büyük ölçekli tarımsal gıda pazarının belirli isteklerine (görünüm, şekil, renk ve boyut) yanıt vermemek, etkili ve ucuz bir ve biyo-sürdürülebilir nutrasötik kaynağıdır. Örneğin, düşük moleküler ağırlıklı antioksidan fenoller ve yağ asitleri açısından son derece zengin olan kabak atığı (kabak posası), anti-enflamatuar, anti-aterojeniklerine dayanarak hipotez edilmiştir. Anti-tümör, antimikrobiyal, antiviral aktiviteler, yaşlanmayı geciktirme veya hidrasyon gibi farklı özelliklere sahip kozmetikler için bir aktif bileşen kaynağıdır.

Böylelikle, kabak atıkları (kabak posası) büyüleyici kompozisyonu, sürdürülebilirlik sorunları ile birleştiğinde, hedef bileşiklerin atıklardan geri kazanılmasını avantajlı bir fırsat haline getirmekte, kozmetik alanın özellikle cilt sağlığının korunmasında fayda sağlayabileceği bir fırsat haline gelmektedir.

Bu bağlamda, satış için uygun şartlar olmaksızın kabakların geri kazanımı ve kozmesötik olarak değerlendirilmesi araştırılmıştır. Kabak ‘Lungo Fiorentino’, daha hafif kaburga ile uzun, silindirik, nervürlü, yeşil meyvelere sahiptir. Meyve etinin tadı ve yumuşak kıvamı ile takdir edilen meyve, çiçeği ile beraber toplanır. Kabak, farklı polariteye sahip özler hazırlanarak özütleme ve fraksiyonlama işlemlerine tabi tutulur. Bunlar, ultra-yüksek basınçlı sıvı kromatografi-yüksek çözünürlüklü tandem kütle spektrometresi (UHPLC-HRMS) teknikleriyle biyoaktif bileşenlerinde kimyasal olarak karakterize edilir. Elde edilen özütlerin kozmesötik potansiyelini vurgulamak için aynısı, fraksiyonasyonun farklı aşamalarında, antiradikal özelliklerin değerlendirilmesi için biyoaktivite testlerine tabi tutulur. Güvenli biyoaktif özütleri bir baz krem ​​formülüne dahil etmek için sitotoksisite değerlendirmesi de yapıldı. Kabak esaslı krema ve kabak özleri, yeniden yapılandırılmış epidermis diskleri üzerinde test edilir. (EpiSkin, Yeniden Yapılandırılmış İnsan Epidermisi)

Kabak; içerisinde bol miktarda potasyum,fosfor,kalsiyum,magnezyum,sodyum,demir ve lif içerir.  İçerisinde bol miktarda proVitamin A ve pektin heterosakkariti bulunmaktadır.

 

İÇERİKLERİYLE BİRLİKTE KABAĞIN KOZMETİKTE KULLANIMI:

2.KAROTENOİD İÇERİĞİ:

Kabak, rengi sebebi ile en önde gelen karotenoidlerden biri olarak bilinmektedir.Karotenidler karotenin yapısında oksijen içeren kimyasal yapılarıdır.Bunlar iki türlüdür. Alfa karoten ve beta karotendir.Canlı insan cildi, oldukça heterojen bir doku yapısındadır ve oldukça dağınıktır. Ayrıca güçlü emici ve spektral olarak örtüşen kromoforlar içerir. Karotenoidler insan derisinde birikir.

Bağırsakta emildikten sonra, karotenoidler lipoproteinler tarafından kan dolaşımı yoluyla deri dahil çeşitli hedef dokulara taşınır. Bu taşıyıcılar karotenoidleri cildin epidermal katmanlarına, bazıları ise ter ve sebumun cilt yüzeyine taşıyarak karotenoidlerin daha sonra cilde geri girmesine izin verebileceğini öne sürmüşlerdir. Karotenoidler cilt dahil birçok dokuda bulunan lipofilik moleküllerdir. Özellikle En üstteki deri tabakası olan stratum corneum’un kalın olduğu deri bölgelerinde bulunurlar.

Karotenoidlerin ciltteki olası sağlık etkilerine önemli ölçüde etkileri vardır. Karotenoidlerin provitamin A aktivitesindeki bir rolün ötesinde üzerinde en çok çalışılan potansiyel sağlık etkisi, foto korumadaki bir roldür, yani, eritem ve güneş ışığı hasarına karşı korumadır. Beta-karoten, bir fotosensitivite hastalığı olan eritropoietik protoporfiri tedavisinde etkinlik sağlamıştır.Ayrıca antioksidan özelliğine sahiptir.

Karotenoidlerin tekli oksijeni ve UVA’ya maruz kalma ile ciltte oluşan ve ciltte hasara neden olabilecek diğer serbest radikal türlerini söndürdüğü bilinmektedir. Son zamanlarda yapılan birkaç çalışma, karotenoidlerin cildin erken ışıkla yaşlanmasına karşı potansiyel koruyucu etkilerini incelemiştir. Kırışıklık, pigmentasyon, kuruluk ve elastikiyetsizlik gibi belirtilere karşılık; Beta-karotenin fotoyaşlanma üzerindeki koruyucu etkisine dair düşündürücü kanıtlar vardır. Likopen ve astaksantin gibi diğer karotenoidlerin de fotoyaşlanmaya karşı koruyabileceği öne sürülmüştür. Ayrıca karotenoidlerin serbest radikal söndürme kabiliyetinin; ışıktan korunmaya / erken cilt yaşlanmasının azaltılmasına katkıda bulunabilme özelliği mevcuttur.

 

3.PEKTİN İÇERİĞİ:

Kabak posaları kullanılarak üretimi gerçekleştirilen diğer bir katkı maddesi pektindir.

Pektin polisakkarit yapıda bileşen olup selüloz ve hemiselüloz gibi yüksek bitkilerin hücre duvarında bulunurlar. Poligalakturonik asit, ramnogalakturonik asit, galaktanlar ve arabinogalaktanlar pektinin yapısını oluşturur. Pektinlerin diğer hücre duvarı bileşenleriyle olan etkileşimi, bitkiye esneklik ve mekanik güç kazanımı sağlar. Pektinler, bitki hücresinin büyümesindeki birçok fizyolojik süreçte hücre duvarı özelliklerinin kontrol edilmesinde veya fitopatojenlere (hastalık yapıcı organizmalar) karşı bitki savunmasında rol alırlar. Ayrıca kıvam verici özellikleri de vardır.

Pektin yüksek yapılı bitkilerin hücre duvarının 1/3’ünü oluşturan kompleks bir polisakkarittir. Basit yapılı bitkilerin ise hücre duvarında çok az oranda bulunmaktadır. Hücre duvarının orta lamelinde yüksek miktarda bulunurken plazma membranına doğru

bir azalma görülür. Bitkisel dokuların çoğunda pektin bulunmasına rağmen ticari pektin üretiminde her kaynak kullanılmaz. Pektin jel gücü kuvveti pektin moleküler büyüklüğü ve esterifikasyon derecesine bağlıdır. Bu parametrelerin her bitki türü için farklı olması ticari üretim için her pektinin kullanılamayacağını gösterir. Çeşitli bal kabağı türlerinde bulunan pektininde önemli biyolojik etkileri ve fonksiyonel faydaları bakımından kullanılabileceği belirtilmiştir.

3.A) Pektinin Kozmetik Alanındaki Kullanımı:

Pektin E-440 kodlu doğal bir gıda katkı maddesidir ve birçok gıda ürünü içerisinde yer almaktadır.

Pektin; gıdada, kozmetikte, ilaç endüstrisinde geniş bir alanda kıvam verici olarak kullanılmaktadır.

Kozmetikte balkabağı posasından elde edilen pektinin sıvı ve katı peeling olarak elde edilerek cilt lekelerine, sivilce izlerine, elastikiyet kaybına önemli ölçüde fayda sağladığı gözlenmiştir. Yoğun miktarda proVitamin-A (katoreoid) çeşitli mineraller ve aminoasitler içerdiği bulgularına rastlanmıştır. Cildi doğal peeling ile temizleyerek cilde yumuşaklık kazandırıp, parlak bir görünüm kazandırmaktadır. Bu posalardan elde edilen pektinler, hücrelerin yenilenme hızını arttıran Alfa Hidroksi Asit de içermektedirler.

Ayrıca pektin; şampuanlarda, serumlarda kıvam verici olarak da kullanılmaktadır.

 

NOT: FARMAKOLOJİK ETKİSİ DE MEVCUTTUR:

Pektin farmakoloji alanında birçok kullanım imkanına sahip olmuştur. Kan kolesterol seviyesini düşürücü etkisi çeşitli konu ve araştırma alanlarını beraberinde getirmiştir. Günde 6 g pektin tüketimi kan kolesterol seviyesinin önemli oranda azalmasını sağlarken, günlük 6 g’dan az tüketimin bu etkiye sahip olmadığı ifade edilmiştir. Pektinin toksik katyonları ile zehirlenmeye karşı doğal bir profilaktik madde olarak görev yaptığı belirtilmiştir. Solunum organları ve gastrointestinal kanaldan kurşun ve civa uzaklaştırmasında etkili olduğu gösterilmiştir

Pektinin yüksek miktarda iyonik grup içermesinin süper emici hidrojellerin sentezinde iyi bir polimer matriksi oluşmasını sağladığı bu durumun ağır metal gideriminde etkili olduğu belirtilmiştir. Pektin farmakolojik açıdan gelecek vaat eden bir bileşendir ve günümüzde kolon sağlığı için olan ilaçlarda taşıyıcı materyal olarak düşünülmektedir.

 

KABAK ÇEKİRDEĞİ (PUMPKIN SEED)

1.GİRİŞ
Pepitas olarak da bilinen kabak çekirdeği, yassı, koyu yeşil tohumlardır.
kabak çekirdeği; kabak veya Cucurbitaceae familyasına aittir. Kabak çekirdeği kaynağı olarak kullanılan en yaygın kabak türleri Cucurbita pepo, Cucurbita maxima, Cucurbita moschata ve Cucurbita mixta’dır.
Toprakla yakın ilişkisi olan bitkiler genellikle özel mineral besin kaynaklarıdır . Kabak çekirdeği, uzun zamandır çinko mineralinin kaynağı olarak değerlendirilmektedir. Kabuğunun hemen altında bulunan endosperm zarfı adı verilen çok ince bir tabaka vardır. Çinko, bu endosperm kısmında yoğun olarak bulunmaktadır.
Kabak çekirdeği fenolik asitler hidroksibenzoik, kafeik, kumarik, ferulik, sinapik, protokatekuik, vanilik ve siringik asit dahil olmak üzere çok çeşitli antioksidan bitki besinleri içerir; ve lignanlar pinoresinol, medioresinol ve lariciresinol. Kabak çekirdeği ayrıca beta-sitosterol, sitostanol ve avenasterol dahil olmak üzere sağlığı destekleyen fitosteroller içerir. Kabak çekirdeği çok iyi bir fosfor, magnezyum, manganez ve bakır kaynağıdır. Ayrıca kabak çekirdeği iyi bir protein kaynağıdır.
Kabak çekirdeği, alfa-tokoferol formunda oldukça zengin bir E vitamini kaynağı olmasa da, son araştırmalar kabak çekirdeğinin bize çok çeşitli formlarda E vitamini sağladığını göstermiştir. Bu da cilt için oldukça faydalıdır. Kabak çekirdeği söz konusu olduğunda, E vitamini aşağıdaki formların hepsinde bulunur: alfa-tokoferol, gama-tokoferol, delta-tokoferol, alfa-tokomonoenol ve gama-tokomonoenol. Sonuç olarak: kabak çekirdeğinin E vitamini içeriği, bu gıdada bulunan çeşitli E vitamini türleri nedeniyle normalde beklediğimizden daha fazla sağlık yararı sağlayabilir.

 2.Sağlık yararları

 Antioksidan Desteği:
Kabak çekirdeği, E vitamini gibi geleneksel antioksidan vitaminleri içerir. Bununla birlikte, sadece E vitamini içermekle kalmaz, aynı zamanda Alfa-tokoferol, gama-tokoferol, delta-tokoferol, alfa-tokomonoenol ve gama-tokomonoenol, kabak çekirdeğinde bulunan tüm E vitamini türleridir. Kabak çekirdeği ayrıca çinko ve manganez gibi geleneksel mineral antioksidanlar içerir. Fenolik antioksidanlar, fenolik asitler hidroksibenzoik, kafeik, kumarik, ferulik, sinapik, protokatekuik, vanilik ve siringik asit dahil olmak üzere kabak çekirdeklerinde çok çeşitli formlarda bulunur. Linyanlar gibi antioksidan bitkisel besinler, lignanlar pinoresinol, medioresinol ve lariciresinol dahil olmak üzere kabak çekirdeğinde de bulunur.

2.A)Antimikrobiyal Faydaları:
Kabak çekirdeği, kabak çekirdeği özleri ve kabak çekirdeği yağı; anti-fungal ve anti-viral özellikleri de dahil olmak üzere anti-mikrobiyal faydaları nedeniyle uzun süredir değerlidir. Araştırmalar, birçok antimikrobiyal faydanın kaynağı olarak kabak çekirdeğindeki benzersiz proteinlerin rolüne işaret ediyor. Kabak çekirdeğindeki lignanlar (pinoresinol, medioresinol ve lariciresinol dahil) ayrıca antimikrobiyal ve özellikle anti-viral özelliklere sahip olduğu gösterilmiştir. Kabak çekirdeği proteinlerinin ve lignanlar gibi kabak çekirdeği fitobesinlerinin interferon gama (IFN-gama) adı verilen bir mesajlaşma molekülünün aktivitesi üzerindeki etkisinin, bu gıda ile ilişkili antimikrobiyal faydalarda yer alması muhtemeldir.
 

2.B) EGZEMA’YA FAYDASI:

Kronik el egzaması (HE) en engelleyici dermatolojik şikayetlerden biridir. Kötü prognozlu elleri etkiler. Hastalar ve toplum için önemli finansal, sosyal ve duygusal maliyetlere yol açar. HE prevalansının yüksek olması ve kronik seyri nedeniyle hastanın yaşam kalitesinde önemli bozulmalara sebep olur. Günlük aktiviteleri engeller, psikososyal bozulmaya neden olur, uyku bozuklukları, anksiyete ve depresyona yol açar. Eritem, papüller, veziküller, çatlaklar (fissürler), ağrı, pullanma, hiperkeratoz ve kaşıntı egzamanın tipik klinik belirtileridir.

HE’nin irritan kontakt dermatit, atopik dermatit ve alerjik kontakt dermatit gibi birçok nedeni vardır. Topikal kortikosteroidler tedavinin ilk basamağıdır. Dahası, hastalar yaşam tarzı değişiklikleri, oral antihistaminikler ve kısa süreli sistemik kortikosteroidleri içeren çok çeşitli stratejilerle tedavi edilir. Cucurbita moschataet ve tohumlar, geleneksel Fars tıbbında cilt hasarını azaltmak için son derece saygın bitkilerden biridir ve iltihap önleyici bir madde olarak işlev görür. Ayrıca kabak özü, β-karoten, yağ asitleri, nem ve flavonoidler gibi kimyasal bileşime sahiptir. Ağızdan veya topikal olarak, dermatit gibi birçok cilt rahatsızlığında kullanılabileceğini kanıtlamıştır.

 

2.C) SAÇ ÇIKARICI ÖZELLİĞİ:

Son yıllarda, çeşitli bitki özleri veya bunların biyoaktif bileşenleri, potansiyel saç büyümesini teşvik edici özellikleri açısından değerlendirilmiştir.  2014 yılında yapılan bir çalışmada, androjenik kelliği olan erkeklere 24 hafta boyunca ağızdan 400 mg kabak çekirdeği yağı (PSO) verilmesinin saç büyümesini arttırdığı bildirilmiştir. Kabak ( Cucurbita pepoL.) tohumları besleyici ve tıbbi açıdan önemli miktarda yağ içerir. Ayrıca balkabağında antioksidan, anti-inflamatuar, antimikrobiyal, sitoprotektif ve antidiyabetik etkiler içerir.

Kabak çekirdeği yağı esas olarak miristik asit, palmitik asit, oleik asit, linoleik asit ve linolenik asit dahil olmak üzere doymuş ve doymamış yağ asitlerinden oluşur. Ayrıca, 5α-redüktaz enzimi üzerinde inhibe edici etkilere sahip olan beta-sitosterol içerir.  ayrıca linoleik asit, 5α-redüktaza karşı inhibe edici aktiviteye sahiptir. Bütün bunlardan da görülebileceği üzere Kabak Çekirdeği Yağı (PSO), saç çıkarıcı özelliğe sahip bir bitkidir.

KAYNAKÇA :

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/24756094/

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/14319675/

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/23823930/

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/27343231/

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/24257820/

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/30991700/

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32802857/

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/27068642/

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/31867464/

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/31763209/

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/28852445/

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/33083301/

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32626358/

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/31763209/

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7548497/

https://lipidworld.biomedcentral.com/articles/10.1186/s12944-016-0237-0

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/25214348/

Yoruma kapalı.

Pin It