Gördüğümüz rüyalar eğlenceli, özlem dolu, rahatsız edici veya düpedüz tuhaf olabilir. Uyandığımızda hatırlamazsak bile hepimiz mutlaka rüya görürüz.

Rüyalar temelde zihnimizin yarattığı hikayeler ve imgelerdir. Bazen sanki gerçekten yaşanmış gibi canlı olabilirler. Bize kendimizi mutlu, üzgün veya korkmuş hissettirebilirler. Hatta kimi zaman aynı rüyayı birden fazla kez görebiliriz. Rüyalar hakkında pek çok araştırma yapılmış, farklı görüşler ortaya atılmıştır. Ancak, hepimizin iyi bildiği bir gerçek, rüyaların bilinçaltımızda var olan kayıtları açığa çıkardığıdır.

Neden rüya görürüz?

Rüyalarımız ne anlama gelir?

Gördüğümüz rüyaları hatırlayabilir miyiz? sorularının cevapları ve rüya hakkında merak ettikleriniz yazının devamında…

Rüyalar uyku sırasında herhangi bir zaman aralığında olabilir. Ancak beynimizin en aktif olduğu REM (hızlı göz hareketi) uykusu adı verilen aşamada en canlı ve hatırlanabilir rüyalar yer alır. Bazı uzmanlar bir gecede en az dört ila altı kez rüya görüldüğünü belirtir.

Berrak rüyalar

Berrak bir rüya görmek, uyku sırasında genellikle en dinlendirici olan kısımlarında beynin aktivite artışına işaret eder. Uyku ile uyanık olma arasındaki beyin hareketlerinin neden olduğu berrak rüyalar genellikle kısa süreli kestirmek için uykuya dalındığında görülür. Bazı berrak rüyalar onu gören tarafından yönlendirilebilir, hikaye değiştirilebilir. Özellikle sıklıkla kabus görenler için rüyayı değiştirme / yönlendirme inisiyatifine sahip olunduğunun güvenini sağlamak adına belirli aralıklarla saat alarmı kurarak berrak rüyalar görmek ve hatta bilinçaltı kodlaması yapmak mümkündür. Ancak birçok rüya uzmanı rüyaların doğal akışına bırakılmasının doğru olacağını söyler. Çünkü böylece bilinçaltı kendi kendine yol bularak sınırlarını kaldırmanın ya da korkularının üstesinden gelebilir.

Kabuslar

Kabus görmek çocukluk veya yetişkinlik dönemlerinde yaygındır. Genellikle,

Stres, yoğun korku

Travma

Duygusal problemler

İlaç kullanımı veya hastalık yüzünden ortaya çıkar.

Eğer tekrar tekrar belirli bir kabusu görüyorsanız, bilinçaltınız size bir şeyler anlatmaya çalışıyor olabilir. Yapılacak şey kabusu yok saymak yerine altında yatan nedeni bulmaya çalışmaktır. Eğer neden kabus gördüğünüzün nedenini bulamıyorsanız zihinsel sağlık uzmanından yardım almanız hem huzurlu uykulara dalmanıza hem de ötelediğiniz sorunları çözmenize yardımcı olur.

Bir kabus ne kadar korkutucu olursa olsun, gerçek olmadığını ve büyük olasılıkla gerçek hayatta başınıza gelmeyeceğini unutmayın!


Neden Rüya Görüyoruz?

Neden rüya gördüğümüz konusunda birçok teori var, ama aslında kimse kesin olarak nedenini bilmiyor. Bazı araştırmacılar, rüyaların hiçbir amacı veya anlamı olmadığını söylüyor. Diğerleri zihinsel, duygusal ve fiziksel sağlığımız için rüyalara ihtiyacımız olduğunu söylüyor. Çalışmalar, rüya görmenin sağlığımız ve mutluluğumuz için önemi incelediğinde, araştırmacılar insanları REM uykusuna dalarken uyandırmış ve rüya görmesine izin verilmeyenlerin,

Daha fazla stres

Kaygı, endişe, korku

Depresyon

Konsantrasyon bozukluğu

Koordinasyon eksikliği

Kilo alma

Halüsilasyona eğilim gibi sorunlarla karşılaştıkları görülmüştür.

Bu nedenle rüya görmek aslında sorunlarımızı çözmeye yardımcı olabilir, anıları saklandıkları yerden çıkarabilir, duyguları ifade etmek için yol gösterici olabilir. Rahatsız edici bir düşünce ile uykuya dalarsanız, bir çözümle uyanabilir veya en azından durum hakkında kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz. Bazı rüyalar beynimizin düşüncelerimizi ve günün olaylarını işlemesine yardımcı olabilir. Diğerleri sadece normal beyin aktivitesinin bir sonucu olabilir. Kimi rüyalar yoğun özlem duygusunun yarattığı bir hikayeyi yaşatırken, kimileri ise bizi korkumuzla, utancımızla, öfkemizle yüzleştirebilir.

Rüyalar Ne Kadar Sürer?

REM uykusu gecede sadece birkaç dakika sürer, ancak bu süre bizim için tüm geceyi kapsamış gibidir. Gecenin ilerleyen saatlerinde bu zaman aralığı 30 dakikadan fazla sürebilir. Yani tek bir rüyada yarım saat geçirebilirsiniz.


Rüyalar Ne Anlama Geliyor?

Sigmund Freud, rüyaların bilinçaltımıza açılan bir pencere olduğuna ve bir kişinin

  • Bilinçsiz arzularını
  • Düşüncelerini
  • Motivasyonlarını içerdiğini anlatır. Freud’a göre düşünce rüyaları, insanların toplum tarafından kabul edilemeyen istek ve arzularını tatmin etmelerinin bir yoludur.

Nasıl rüya gördüğümüze dair farklı görüşler olduğu gibi, rüyaların ne anlama geldiği konusunda birbirinden ayrı fikirler ortaya atılmıştır. Bazı uzmanlar, rüyaların gerçek duygularımız veya düşüncelerimizle hiçbir bağlantısı olmadığını söyler. Bunlar sadece normal yaşamla ilgili olmayan garip hikayelerdir. Diğerleri, rüyalarımızın kendi düşüncelerimizi ve hislerimizi yansıtabileceğini belirtir. En derin arzularımız, korkularımız ve endişelerimiz, özellikle de tekrar tekrar gerçekleşen rüyalarda bir film gibi zihnimizde belirir. Rüyalarımızı yorumlayarak, yaşamlarımıza ve kendimize dair içgörü kazanabiliriz. Birçok insan rüya gördüğü esnada en iyi fikirlerini ortaya çıkardıklarını söyler.

Çoğu zaman, insanlar benzer rüyalara sahip olduklarını belirtir. Kaçmak, kovalanmak, bir uçurumdan düşmek ya da kendini çıplak olarak görmek gibi rüyalar çoğu insanın ortak rüyasıdır. Bu tür rüyalara muhtemelen üzeri örtülmüş stres veya kaygı neden olur. Rüyalar benzer olabilir, ancak rüyanın arkasındaki anlam her kişiye özgü olarak değişir. Rüyada görülen sembollerin, renklerin, eşyaların, kişilerin ne anlama geldiğini yazan kitaplar nesilden nesile aktarılan ve kaynağının nereye dayandığı bilinmeyen tahminlerden oluşur. Gördüğünüz bir sembolü rüya kılavuzlarından araştırdığınızda can sıkıcı bir yorumla karşılaşmak sizi tedirgin edebilir ve zihninizde yer edinebilir. Oysa her rüya onu görene aittir. Dolayısıyla genel bilgilerden ziyade kendi rüyanızı kendi yaşam hikayenize, anılarınıza, bakış açınıza göre yorumlamanız daha doğru olacaktır.

Rüyalar Geleceği Tahmin Edebilir mi?

Bazen rüyalar gerçekleşir veya gelecekteki bir olaydan bahseder. Bunun nedeni yüksek farkındalığa sahip olmaktan, telepati kurmaktan, yoğun zihin frekansından ve açık algılardan kaynaklanabilir. Kimi insanların durugörü ya da altıncı his olarak tarif edilen zihinsel öngörüleri bulunur. Aslında her birimiz önce kollektif bilince ve sonra birbirimize bilinç boyutunda bağlıyızdır. Fakat bazı insanlar bunun farkındadır, bazıları ise kendini kapatmıştır. Örneğin aklımızdan geçirdiğimiz biri ile karşılaşmak, aranmak ya da adını duymak gibi durumlar telepati sayesinde gerçekleşir. İşte tıpkı uyanık olduğumuzda zihinsel bağlantı kurduğumuz kişi ile iletişime geçmemiz gibi rüya esnasında zihinsel bağlantı kurarız. Algı boyutu yüksek insanlar tıpkı bir mıknatıs gibi evrende dolaşan titreşimleri yakalayabilir ve bu sayede öngörü sahibi olabilir.


Rüyaları Hatırlamak için ipuçları

Eğer derin uyuyan biri iseniz ve sabaha kadar uyanmazsanız, gece boyunca birkaç kez uyanan insanlara kıyasla rüyalarınızı hatırlama olasılığınız daha düşüktür. Bazı ipuçları rüyalarınızı hatırlamanıza yardımcı olabilir:

Alarmsız uyanın.

Doğal olarak uyanırsanız, bir alarm ile uyanmaya göre rüyalarınızı net hatırlamanız daha olasıdır. Alarm çaldığında, beyniniz rüyanıza değil can sıkıcı sesi kapatmaya odaklanır.

Hatırlamanız gerektiğini kendinize söyleyin.

Uyumadan önce rüyalarınızı hatırlamaya karar verirseniz, onları sabah net olarak anımsama olasılığınız daha yüksektir.

Rüyanızı düşünün.

Rüyanızı uyandıktan hemen sonra düşünürseniz, hatırlamak daha kolay olabilir.

Rüya günlüğü tutun.

Gördüğünüz rüyaları tarihleri ile bir günlüğe kaydedin. Yazdıkça bilinçaltınız sizi neyi anlamanız gerektiği ve ipuçları konusunda destekleyecektir. Sadece rastgele parçaları hatırlasanız dahi mutlaka yazın. Size ne hissettirdiğini tarif edin. Sonra gördüğünüz rüyayı objektif olarak yorumlayın.

Uyumadan önce niyet edin.

Uyumak üzere iken aradığınız cevapları bulmaya, herhangi bir sorunu çözmeye, bir konuda doğru kararın ne olduğunu öğrenmeye niyet edin.

Ayrıca uyumadan önce yemek yememek, üzücü, bol aksiyonlu, gerilimli filmler seyretmemek ve bitki çayları içmek, duş yapmak, meditasyon müzikleri eşliğinde uykuya dalmak huzurlu ve sakin rüyalar görmenize yardımcı olabilir.

Sevgiyle,

Sevgim Çöloğlu

Yazar

“Yazarak anlatmak, konuşmak gibi değil. Yazılan her anlatı kendi içinde ölümsüzleşiyor. Çünkü kağıda dökülen her kelimenin büyülü bir yanı var. Okuyanın hayatına dokunmak, ruhuna iyi gelmek, yaşamın iyiliğini ve güzelliğini çoğaltıyor.” sözleriyle yazmanın gücünü tarif eden Sevgim Çöloğlu, NLP, Access Bars, Theta Healing, EFT Therapy konularında uzman ve kariyerini genel yayın yönetmeni olarak sürdürüyor.

Yoruma kapalı.

Pin It