Salvador Dali, dünyanın en ünlü yabancı ressamları arasında yer almaktadır. İspanyol kökenli olan sanatçı; ressam, heykeltıraş, fotoğrafçı ve filmci unvanlarına sahiptir. Sanata olan bu düşkünlüğünün yanında bilime de büyük merakı olan Dali, hayatının büyük bir bölümünü canlıların genetik yapısını oluşturan DNA ile ilgili tablolar yapmaya ayırmıştır. DNA’nın yapısında yaratılışın sırrı olduğunu düşünen Dali, büyük aşkı Gala ile olan ilişkisini de buna benzetir.

Sanatında birçok ünlü ressamın etkisinde kalsa da her zaman kendine özgü bir tarzı olan Dali, hem resmettiği tablolarla hem de sıra dışı kişiliğiyle her zaman dikkatleri üzerinde toplamayı başarmıştır. Bu ilgi elbette sadece olumlu yönde olmamıştır. Bazı kitleler Dali’nin sanat anlayışını ağır bir dille eleştirmiştir. Ancak bu yergiler onun tablolarının daha çok duyulmasına ve dünya çapında ses getirmesine neden olmuştur. Ünlü ismin en meşhur tablosu 1931 yılında yaptığı Belleğin Azmi adındaki eseridir. Şimdi gelin ressamlar arasında çok farklı bir yere sahip olan ve “sürrealizm benim” diyen Salvador Dali’nin hayatı hakkında kısaca bilgi edinelim.

Salvador Dali Kimdir?

Sürrealist bir ressam olan Salvador Dali, 11 Mayıs 1904 tarihinde, İspanya’da dünyaya geldi. Tam adı Salvador Domingo Felipe Jacinto Dalí i Domènech’tir. Babası Salvador Dalí i Cusí ile annesi Felipa Domenech Ferres’in bir çocukları doğmuş, fakat Dali’nin doğumundan 9 ay önce ölmüştür. Ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya gelen Dali, bu olayı çok yoğun bir şekilde hissetmiştir. İlk çocuklarının çok küçük yaşta kaybedilmesini bir türlü kabullenemeyen aile, Dali’nin yanında sürekli ondan bahsediyor ve sık sık mezarlık ziyaretine gidiyorlardı. Bu durum zamanla Dali’nin kişiliğini sorgulamasına, sürekli hayatlarında olan ölmüş abisinin gölgesini

Salvador Dali’nin Sanatı

934 yılında New York’ta açtığı sergi büyük yankı uyandırdı. 1936 yılında Londra Uluslararası Sürrealist Sergisi’nde yaptığı konuşmaya; dalgıç tulumu giyip, elinde bilardo ıstakası tutarak çıktı. Dali bu davranışıyla, hayatı boyunca sadece sanatıyla değil enteresan kişiliğiyle de dikkatleri üzerinde topladığını gösteriyordu. 1937 yılında dönemin ünlü komedyenleri Max kardeşler için bir film senaryosu yazdı.

 

Yoruma kapalı.

Pin It