Merhabalar;
Yazmaya biraz ara verdim ama geldim. Hem de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı tüm güzellikleri ile kutlayarak geldim.
Size hafta sonu ailece gittiğimiz ve benim çok sevdiğim şehir Berlin’den bahsetmek, gittiğim yerlerdeki antika pazarlarını ve çocuklarla nereleri keşfettiğimizi sizlere anlatacağım.
Berlin’de Mitte Radisson Blue otelde konakladık; burayı seçme nedenimiz neydi dersiniz? Tabii ki müzeler ve antikacılara yürüme mesafesi büyük bir etkendi.
Öncelikle ilk günümüzden bahsedelim.
Müzeler adası üzerinde yükselen Berliner Dom; yüksek rönesans stilinde bir kilise olarak 18.yy başında inşa edilmiştir. 1993 yılında tekrar restore işlemi görmüştür. Neo barok tarzdaki yapının çan kulesine çıkarsanız Mitte ve çevresinin etkileyici manzarası ile karşı karşılanırsınız.
Parlamento binası çok etkileyici gelmişti, özellikle çocuklar hayran kaldı. Kentin en önemli simgesinden biri olan Reichstag ikonik tasarımı, 1982 yılında düzenlenen yarışma sonucu belirlenmiş.
Diğer uğrak yerimiz Legoland idi. Çocukların en sevdiği tur buydu. Legolarla yapılan Berlin’i çok sevdiler.
Çikolata Fabrikası ziyareti Rausch Schokoladenhous kendimizi kaybettiğimiz yerdi. Çikolata fabrikası çikolataya olan aşkımızı daha da büyüttü.
1844 yılında kurulan Zoo Berlin, Almanya’daki en eski hayvanat bahçesi ve oldukça popüler. Antilop Evi, Panda Bahçesi ve Kuşlar Dünyasının modern mimarisi gibi tarihi binaları ile Zoo Berlin, geleneksel ve modern yapılaşmanın çekici bir karışımını sunmakta. Zoo Berlin mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri.
Kızım Hena Mitte’de bulunan Humboldt Üniversitesindeki kitaplarla zaman geçirmekten kendini alamadı. Eski kitapları sevmesi beni hem umutlandırdı hem de heyecanlandırdı.
En sevdiğim antika pazarlarını dolaşmak, kendimi geçmişin içinde bulmak. Size vereceğim adresler benim favori yerlerim;
- Tiergarten S-Bahn Flea Market
- Berliner Kunstmarkt An der Museumsinsel
- Sunday Market at Boxhagener Platz
Pazara çocuklarımıda götürdüm onlar eski şirinler aldı. Ben ise 1800 yıllara ait porselen ve bronzdan oluşan şamdanlık ve kendinize özgü yorumlayacağınız porselen tabaklar aldım.
Ee tabii daha bitmedi. Takılara bayıldım! Her gittiğimde kendimden geçiyorum zaten! Kehribar yaka iğnesi aldım tam tamına 200 yıllık ve muhteşem. Yeni küpelerimi saymıyorum bile resimleri işte burada.
Sabah kahvaltısını pancake severler için Benedict muhteşem, en favori yerim ise Grosz. Diğer favori yerim Cappuccino Grand Cafe idi.
Kafe olarak önereceğim yer ise Frau Behrens Torten kafe 1900 cafe Berlin.
Öğlen ya da akşam yemekleri için ise favori mekanım Cecconi’s Soho House, Culaccino Restaurant, Bocca di Bacco, Petrocelli Restaurant,Borchardt Restaurant,Bikini Berlin.
Grace Restoran akşamları bara dönüşüyor; bu da minik bir dipnot.
Berlin sokaklarında dolaşırken neler giydiğim ise;
- Jean pantolon, minik kalın tween ceketler, spor ayakkabı ya da makosen tarzı ayakkabı.
Sevgilerle..
Fulya Gündoğdu
Yoruma kapalı.