Hepimiz zamanımızın neredeyse büyük bir bölümünü sosyal medyada geçiriyoruz. En sevdiklerimizle birlikte geçirdiğimiz mutlu anları başkalarıyla paylaşıyoruz. Evimizdeki kanepede ayaklarımızı uzatmış otururken seyrettiğimiz programı, öğle yemeği için gittiğimiz restoranda yediğimiz yemeği, alışverişe kahve molasında içtiğimiz latteyi, evcil hayvanımızı, çocuklarımızı, okuduğumuz kitabın sayfalarını ve hayatımıza dair daha birçok ayrıntıyı gözler önüne seriyoruz.
Sosyal medya, yalnızca bizlerin değil, artık gençlerin ve hatta çocukların da yaşamlarının sosyal ve yaratıcı yönünü oluşturuyor. Onlar sosyal medyayı eğlenmek, ilgi alanlarını paylaşmak, kendi kimliklerini keşfetmek ve sosyal ilişkiler geliştirmek için kullanıyorlar. Öyle ki çevrimiçi etkileşim yüz yüze iletişimin bir uzantısı olarak hızla yayılıyor.