Yazar

Fulya Gündoğdu

Browsing

Her evin bir özel köşesi vardır. Şimdilerde en özel bulduğumuz, bazen kaçtığımız bazen sığındığımız bahçelerimiz var. En kısa zamanda yine dostların kahkahalarını içinde barındırmasını dilerken; aynı zamanda kendimize rahatlayacak bir alan vermek en değerlisi.

Bahçelere gerekli önemi sadece dostlarımızı çağırdığımızda verirken, pandemi dönemi boyunca en yakın dostumuz haline geliverdi. Bir baktık bahçelere sığınıyoruz, hava almak istiyoruz, huzur dolmak, gündemden uzaklaşmak istiyoruz.

Bunun için sizlere birkaç önerim olacak; evinizi nasıl özenle seçtiğiniz ürünleri kullanıyorsanız bahçenize de aynı özeni verin. Geri dönüşünü hissedeceksinizdir.

Kendinize en sevdiğiniz kokuları içinde barındıran bir mum köşesi yapın akşamları karanlık çökmeye başladığında çıtırdayarak yanıp; romantik ışığında size huzuru sunacaktır.

Annelerinizin anneannelerinizin çeyizlerinde atmaya kıyamadığı kanaviçe işlemeli yastıkları atın şöyle bir sandalyenize; yaslanın güzelce. Anneannenizin vitrinini süsleyen fincanlardan bir kaçını alın çerezlerinizi, meyvelerinizi koyun içine muhteşem bir servis olacaktır. Hem evde kalmaya özen gösterdiğimiz bu dönemlerde porsiyonları küçültmek önemli bir ayrıntı haline geldi.

Kendinize ait bu muhteşem alanları yazı müjdeleyen çiçekleri ekerek, vazoları süsleyerek mis kokuları ile akşamınızın havasını canlandırabilirsiniz.

Bahçelerimiz küçük kurtarıcılarımız haline gelirken, ailenizle de burada dolu dolu vakit geçirmek sizlere iyi gelecektir. Bu önerilerim daha başlangıç gibi görülüyor, yeni biçilmiş çim kokusu ile sevgilerimi sunuyorum sizlere.

Sağlıklı ve canlı kalın.

Havanın sıcaklığından bir tek ben mi etkileniyorum, yoksa sizlerde bunalıyor musunuz? Peki, nasıl serinlemeyi planlıyorsunuz? Bazılarımız şanslı bu konuda bahçeleri var, bazılarımızın muhteşem manzaralı balkonları. Öğlende arkadaşlarınız çat kapı sohbete geldiğinde veya biraz kitap okurken çıtırtıyla yanan mumunuza size eşlik etmesi için nefis bir limonata tarifi vereceğim.

Öncelikle birkaç malzeme edinmemiz gerekiyor. O kadar basit ki nane, limon, çilek ve şeker. İste bu kadar basit malzemelerle serinlemek mümkün.

Gerekli malzemeler

  • 500gr çilek
  • 3 adet limon
  • 5 yemek kaşığı şeker
  • 5 su bardağı su
  • 7 adet nane yaprağı

Limoniçe’mizi hazırlayalım

  • İlk şöyle aldığımız çilekleri bir güzel su da saplarından ayırıp bir yıkayalım. Sonra onları güzelce kurulayıp, dilimleyelim.
  • Limonlarımızı elimize alıp beyaz kısımlarını almamaya dikkat ederek rendeleyelim. Rendelenmiş kabukların yarısını ayrı bir kaba alalım, kalanının içine limon sularını sıkalım.
  • Bir bardak sıcak suyun içine şekerimizi koyup eritelim.
  • Bir yandan dilimlenen çilekler sıktığımız limonların kabuklarını da küp küp doğrayıp içine şekerli suyu katalım karıştıralım
  • Sonrasında tüm malzemeleri bir araya getirip karıştıralım el blenderin geçirelim kalan dört bardak suyu ekleyelim.
  • Dinlenmesi için buzdolabına alalım.

Servis etmek istediğinizde biraz buz katıp limoniçenizi üzerine dönüp birkaç dilimde nane kattığınızda servise hazır olacak.

Bu sıcak günlerimizde bahçelerimizin, balkonlarımızın kurtarıcısı diyebiliriz.

Afiyet olsun.

Selamlar!

Başlangıç için muhteşem bir tarif vereceğim. Mutfakta zaman geçirmeyi sevenler, kendini uzmanlaştırmaya çalışanlar için güzel bir yemek sizi bekliyor.      Heyecanlanıyorum tariflerden bahsederken o yüzden direk başlasak mı? Biraz kapsamlı bir başlangıç yemeği yapıyoruz.

Harç malzemeleri ile başlayalım;

  • 100gr Kereviz Sapı
  • 100gr Kuru Soğan
  • 10gr Sarımsak
  • 8gr Taze Zencefil
  • 30gr Tuz
  • 15gr Şeker

Sos malzemeleri;

  • 350gr lime
  • 30gr levrek
  • 200gr buz
  • 3gr acı biber
  • 4 yemek kaşığı hazırladığımız harç

Şimdi yapılışına geçelim mi? En eğlenceli kısım bu olabilir; her zaman bir tablo yediğinizi düşünün ve tüm yemeklerinizi buna uygun şekilde yapın derim.

Şimdi yapılışına geçiyoruz, yeni ve güzel bir tablo yaratıyoruz.

  • Levreği istediğiniz tarzda dilimleyip pişmesi için sosla harmanlıyoruz. Sonrasında sosunu süzüp levrekleri hafif çukur bir servis tabağına alıyoruz ve yeni sosunu ilave ediyoruz. Tatlı patates, kırmızı soğan turşusu, topiko ve kinoa kıtırlarını ilave edip en son üzerine kişniş yaprağı koyup hazır hale getiriyoruz.

Sunumda kullanılacak malzemeleri de hemen paylaşalım;

  • 60gr levrek
  • 100gr tatlı patates
  • 30gr kırmızı soğan turşusu
  • 15gr kinoa
  • 2gr taze kişniş
  • 1gr topiko

Evet! Mükemmel bir başlangıç hazırladınız; kendiniz ya da sevdiklerinize. Mevsiminde mutlaka yapılması gereken bir yemek olarak görmekteyim. Denemek isteyenlere şimdiden kolay gelsin diyorum.

Afiyet olsun.

                        I.ELİZABETH 1533-1603

      17 Kasım 1558’den ölene kadar süren bir hükümdarlık. Tarih kitaplarında; İrlanda’nın ve sembolik olarak Fransa’nın da kraliçesi olarak kabul ediliyor.Yaşamı boyunca hiç evlenmedi. Bu nedenle lakabı ‘bakire kraliçe’ydi. Tudor hanedanın üyesi olan kral ve kraliçenin beşinci ve sonuncu çocuklarıydı.

Elizabeth’in hayatının travması üç yaşındayken idam edilen annesiydi. Boynundan hiç çıkarmadığı kolyesinde; annesinin resmini taşıyordu. 7 Eylül 1533’de VIII. Henry’in kızı olarak Londra’da doğdu. Teninin beyazlığı yüzünden hayalet olarak adlandırılarak öldürülmek istense de annesi buna izin vermemişti.

Hayatındaki ikinci travması ise annesinin erkek çocuk dünyaya getirememesi ve zina yaptığı iddia edilerek idam edilmesi ile oldu. Böylelikle Elizabeth gayrimeşru bir çocuk olarak prenseslik unvanı elinden alındı. Başka bir anneden olma oğlu Thomas tahta çıktı, bu seferki yaşadığı darbe ise üvey abisiyle olan ensest ilişki suçlamasıyla oldu. Thomas idam edildi, Elizabeth ise mukaddes kitaba el basarak olmadığına beş kez yemin etti. Babası VIII. Henry prenseslik unvanını Elizabeth’e geri verdi.

Aynı zamanda yaşadığı dönemde kadın; toplumsal anlamda ikincil bir konuma sahipti. Ayrıca kız çocuklarının iyi bir eğitim almasına da pek önem verilmiyordu. Elizabeth buna karşı çıkarak, okumak için diretti. İngiltere’de aldığı eğitimler sayesinde on üç yaşına geldiğinde İngilizce dışında Latince, İtalyanca, Fransızca ve Yunanca okuyup yazabiliyordu.

Bu sırada küçük kardeşi tahta geçmişti. Kardeşi dokuz yaşında olduğundan vekil olarak kendisini seçmişlerdi ülkenin yönetimine. Kardeşi öldükten sonra Roma Katolik Kilisesinin ilkelerine tümüyle bağlı olan kız kardeşi Mary, İspanya prensi II. Felipe ile evlendi. Elizabeth çareyi İngiltere kral vekili ve Mary’nin kocası II. Felipe ile yakınlaşmakta buldu, bu şekilde sarayda ayrıcalıklarını yeniden kazandığı gibi II. Felipe’nin kraliçeden soğumasına da sebep oldu. Mary defalarca hamile kalsa da düşük yaptı ve krallığa bir veliaht veremedi. Kendisinden sonra tahta Protestan bir prenses geçmesi olasılığı, ölü doğan çocuklarının acısı, kocasının kendinden uzaklaşmasının verdiği üzüntü ile o dönemde İngiltere’nin Büyük Britanya dışında bulunan kolonisi Calais’in Fransızlar ile yapılan savaş sonucu kaybedilmesi Mary’i yatağa düşürdü ve ölümünü hızlandırdı.

Mary’nin yönetiminde bir çok Protestan’ın ruhlarının temizlenmesi ve kafir olduklarını düşündüğü için yakarak öldürdü. Halk bu gaddarlığı ve acımasızlığından kaynaklı ‘Bloody Mary’ ünvanını vermişler. Bloody Mary içeceğinin adı buradan gelmektedir.

Mary’nin kocası II. Felipe Elizabeth ile evlenmek istedi fakat Elizabeth’in çocukluk aşkı Robert Dudley‘e olan zaafı yüzünden evlilik gerçekleşmedi. Elizabeth ilk olarak kiliselerde mass ayininin uygulanmasını yasakladı, daha sonra kendini İngiltere kilisesinin yöneticisi seçtirdi ve ülkeyi yeniden Protestan döneme döndürdü. Bunun sonucu olarak birçok suikastla burun buruna geldi. Yakın koruması ve kraliyet muhafızları şefi Sir Francis Walsingham‘ın uyguladığı politikalar sayesinde bu suikastlerden kurtuldu. Katolik İskoçya‘ya karşı protestan lordları destekledi, verdiği desteğin deşifre olmasının ardından İskoçya ile savaşa girdi.Bu dönemde İskoçya’nın başında Elizabeth’in babası VIII. Henry‘nin kız kardeşi Margaret Tudor‘un küçük torunu Mary Stuart vardı.

Fransa’nın ölen kralının ardından Mary Stuart‘ın annesi Marie Guise‘in hanedanın başına geçmesinin ardından Fransa, İngiltere’yi işgal planlarına girişti. Fransa gibi büyük bir güçle savaşa girmenin hata olacağını düşünen Elizabeth baş danışmanı William Cecil‘i Fransızlar ile müzakere için İskoçya’ya gönderdi. Müzakerelerden sonuç ancak Sir Francis Walsingham’ın Marie Guise suikastının ardından alındı. Fransızlar işgal planlarından vazgeçerek İskoçya’yı terk ettiler ve Mary Stuart İskoç tahtından indirilerek kuleye kapatıldı, ardından burada planladığı suikast yüzünden vatan hainliği suçundan idam edildi. Böylece Elizabeth taht için alternatif bir Katolik Tudor kanını ortadan kaldırdı. Büyük rakiplerine karşı büyük müttefiklere ihtiyaç duysa da istemediği bir erkekle evlenmeyi reddetti ve bu yönde kendisine baskı yapan baş danışmanı William Cecil’in görevine son verdi ölümüne kadar bekar olması onun bekar kraliçe unvanının almasını sağladı.

Çoğu tarihçiye göre o Anglikan kilisesinin annesiydi. Din konusunda her zaman nötr bir siyaset izledi o zamana kadar ülke birçok dini görüşten dolayı çalkantılı bir dönem geçirmişti. Elizabeth çözümü hem Anglikanları hem de Katolikleri mutlu edecek yeni dini yasalarda aradı tabii ki bu girişim pek de başarılı sonuçlanmadı. 1588 yılında II. Felipe‘nin İngiltere seferinde Dönemin en büyük ve en güçlü deniz filosu olan İspanyol Armada’nın İngilizler tarafından yakılması Elizabeth’in isminin günümüze kadar unutulmadan gelmesini sağlamıştır.

Kraliçe 1603 yılında ülkeyi uzun yıllar tek başına yönettikten sonra öldü, ölüm döşeğinde elinde Robert Dudley’in kendisine yazmış olduğu mektubun bulunduğu rivayet edilir.

Selamlar, yeni bir aperatif ile karşınızdayım. Ben yemesini çok seviyorum. Hem hafif hem pratik hem de doyurucu bir öğün olarak düşünebilirsiniz.

Bu sefer kahvaltılarda ve salatalarda en çok sevdiğimiz avokadoyu daha farklı birleşenlerle muhteşem bir tada çevireceğiz.

Edamame Malzemeleri

  • 120gr Avokado
  • 40gr Taze Domates
  • Yarım diş Sarımsak
  • 150gr Edamame
  • 80gr Kornişon Turşu
  • 20gr Kırmızı Soğan
  • 40gr Salatalık
  • 5gr Maydanoz
  • 5gr Kişniş
  • 2 adet Lime Suyu

Malzemelerimiz bunlar; peki bunların birleşeni ne olabilir? Yapılışına bakalım;

Bütün malzemeleri küp küp doğruyoruz, sonra sırasıyla salatalık, kornişon turşu, kırmızı soğan ve sarımsak birleştirip karıştırıyoruz. Sonra edamame, avokado, kişniş, zeytinyağı ve maydanoz ilave edip çırpma teliyle karıştırıyoruz. En son domates koyup baharatlarını ayarlayıp hazır hale getiriyoruz.

Yanında en güzel ne gider peki bunun tabi ki ev yapımı bir cips!

Cips Malzemeleri

  • Ayıklanmış ayçekirdeği
  • Ayıklanmış Kabak çekirdeği
  • Beyaz Susam
  • 1 Cup Mısır Unu
  • ¼ Cup Un
  • Ayçiçeği yağı
  • Tuz
  • Su

Bu cipsin yapılışınıda sizi bilgilendirelim;

Mısır unu, tuz, su, ayçiçeği yağı ve un hepsini karıştırıp akışkan bir hamur elde ediyoruz. Sonra bu hamuru silpat üzerine istediğimiz şekli vererek döküyoruz. Üzerine kestiğimiz ayıklanmış ayçekirdeği, kabak çekirdeği ve susam serpip fırına veriyoruz 175 derecede 6-7 dakika pişiriyoruz.

Evet, muhteşem bir öğünümüzü yaratmış olmaktayız. Hadi afiyet olsun sağlıklı kalalım.

Teşekkürler.

              AQUİTAİNE’Lİ ELEANOR 1122-1204

Dönemin en güçlü kadınlarından biridir. Akitanya Dükü X.William’ın kızı olduğundan aynı zamanda Akitanya Düşesi’dir. Poitiers’de doğmuş bir katoliktir. Fransa sahilinde olan Aquitaine Dükü’nün tek varisidir, babasının ölmesiyle 15 yaşında tahta geçmiştir.

VII. Louis ile evliliğine karar verilmiş ve böylelikle Fransa’nında Kraliçesi olmuştur. Eleanor Louis ile beraberken Aquitaine varlıklarını elinde tutuyordu. Kocasıyla beraber Haçlı seferlerinde büyük rol oynamıştır.

Haçlı seferlerinde birebir bir şekilde kendi ve nedimeleriyle ‘Altınçizmeli Leydi’ ünvanıyla savaşmıştır. Bu seferlerde Eleanor’u ve eşi Louis’i büyüleyen iki şehre sahip olmak istemişlerdir. Bunlardan biri Konstantinapolis ve bir diğeri Antakya’dır.

Konstantinapolis de yani İstanbul’da Blachernae Sarayında ikamet etmişlerdir. Bu sarayın mozaik ve altın kaplamalı hali adeta onları büyülüyordu.

II.Kuşak Haçlılarla beraber Antakya’ya geçiş sağladıktan sonra halk onları sevinç gösterileri ile karşılamıştır.

Son Haçlı seferinde olanlardan sonra Louis’ten anlaşmalı bir şekilde boşanmıştır. Boşanmanın üzerine Normandiya Dükü Henri ile nişanlanmıştır. 1154 yılında II.Henri olarak İngiltere tahtına çıkınca Eleanor bu sefer İngiltere Kraliçesi olmuştur.

Böylelikle Aquitaine varisi Fransa ve İngiltere Kraliçesi olarak tarihe adını özenle yazdırmıştır. İngiltere sarayında hem savaş hem de aşk sanatını dizayn edip eğitimler alıyordu.

Kraliçe Eleanor bulunduğu konum ve politik gücü sayesinde Fransa ve İngiltere arasında sürecek olan üç yüz yıllık güç kavgasını başlatmış olmuştur.

Ölümünün üzeriden sekiz asırdan fazla zaman geçmesine rağmen o İngiltere kraliçesi Eleanor ya da Fransa kraliçesi Eleanor yerine Avrupa tarih yazımının iktidar kuruluşu altında daraltıcı bir kavram olan Akitanyalı Eleanor deyimi üzerinden tanımlanmaya devam etmektedir.

Haçlı seferine de katılan ilk kraliçe ünvanını alarak Avrupa kültüründe tarihte adını başarıyla yazdırmıştır.

Teşekkürler.

BOUDİCCA M.S. 1 YY

    Boudicca ya da eski adıyla Boadicco.

M.S.61 yılında Romalıların Büyük Britanyadaki işgalci güçlere karşı isyan başlatan Kuzey Britanya’nın Norfolk bölgesinde yaşayan İceni kabilesinin kraliçesi.

Boudicca ismi Kelt dilinde ‘zafer’ anlamı taşımaktadır. 18 yaşında Kral Prasutagus ile evlenmiştir. Kelt kabilelerinin büyük çoğunluğu gibi göç etmeye zorlansalar da İceni’nin bağımsız kalmasının ve Roma’ya hizmet etmesi istenmiştir.

Boudicca’nın kocası varlıklı bir ön Romalı olan İceni Kralı Prasutagus ölünce imparatorluğa bağlı müvekkil krallıkların yaptığı gibi krallığını Roma’ya bırakması yerine kızlar, eşi ve Roma İmparatorluğuna ortaklaşa olarak bırakmıştır. Roma kanunlarına göre kadınlar varis olamadıklarından imparatorluk bu kararı reddetmiş ve tüm mülkleri haczettirmiştir. Krallık fethedilmiş varsayılarak imparatorluğa katılmıştır. Prasutagus dulu Boudicca halkın önünde kırbaçlanmış, kızlarına saldırılmıştır. İceni krallık kraliyet ailesinin büyük kısmını köle olarak satılmıştır.

Bu yaşananlardan sonra Roma valisi Suetanius İngilteredeki Roma ordusunun üçte ikisi ile Goller’e saldırı düzenlemeye karar verir bunu fırsat bilen Boudicca; İceni, Trinoventi, Cornov, Durotiges ve diğer kabilelerin liderleriyle bir araya geldi.

Toplantı sonunda Romalılara karşı ayaklanmaya ve onları topraklarından kovmaya karar verildi. Diğer Kelt kadınları gibi Boudicca da savaş teknikleri ve silah kullanımı konusunda bir savaşçı olarak eğitilmişti. Deneyimden yoksun olmasına karşı askeri zekası gelişmişti.

İlk zafer Comulodunum oldu. Brita’nın (Britanya) başkenti ve finans merkeziydi. Boudicca’nın zaferi yayıldıkça diğer köylerden ve kasabalardan gelen kuvvetler de isyan ordusuna katıldı. Boudicca  ve komutasındaki güçler kısa sürede başkent de dahil olmak üzere Roma Britan’ın en önemli üç şehrini   imha ettiler.

Suetonius ile son savaşında başarısızlığa uğrayıp burada hayatını kaybetti. Bilindiği kadarıyla 61 yaşında hayatını kaybetmiş oldu.

Ama arkasında sarsılmış bir Roma bırakmıştır. Bu isyan Roma İmparatorluğunun başkentine dek sarsmıştır. O dönem ardından Britanyalılara karşı saygılı ve adil davranmaya özen göstermişlerdir.

Bir kadının haklı isyanı.

Teşekkür.

 

Selamlar, bu sefer sofralarımızda müdavimi çok olan babagannuşa doğru yolculuğumuz olacak. Yapması basit, yemesi pek keyifli olan mezemizi şimdi sizinle paylaşıyoruz.

Babagannuş Malzemeleri:

  • 3 adet patlıcan
  • ¼ cup tahin
  • ¼ cup lime suyu
  • 1 teaspoon zeytinyağı
  • 3 diş sarımsak
  • 2 tutam tuz
  • 1 tutam kimyon

Babagannuş Yapımı:

Patlıcanları közleyip kabuk ve çekirdeklerini ayırıyoruz. İnce ince doğruyoruz kaba alıp tahinle birleştiriyoruz. Sonra lime suyu, zeytinyağı, sarımsak, kimyon ve tuz ekleyip karıştırıyoruz.

Mısır Ekmeği Malzemeleri

  • 1 kg mısır unu
  • 1 paket kabartma tozu
  • 3 yemek kaşığı yoğurt
  • Yarım su bardağı sıvı yağ
  • 1 tatlı kaşığı şeker
  • Yarım su bardağı un
  • Kaynar su

Mısır Ekmeği Yapılışı:

Tüm malzemeler yoğurma kabına alınır, üzerine kaynar sudan 1 su bardağı kadar dökülerek kaşıkla karıştırılır. Yavaş yavaş az miktarda kaynar su ilave edilip elle yoğurulmaya başlanır. Suyu az az ekleyerek kıvam alana kadar yoğrulur. Fırın tepsisi güzelce yağlanır. Üzerine un serpilir ve hamur tepsiye alınır. Elle istenilen şekilde şekillendirilir. Üzerine hafif un serpilerek 190 derecede kızarıncaya kadar pişirilir. Kızarınca fırının derecesini düşürüp 5 dakika daha pişirip fırından alabilirsiniz.

 

Servis yaparken babagannuşunuzun yanına dilimlenmiş mısır ekmeği koyup üzerine de biraz siyah zeytinle süsleme yapıp servis edebilirsiniz.

Hadi afiyet olsun.

Özlenen geleneksel sofralarımızın vazgeçilmezlerinden birine yolculuğumuz var. Toplanın evde beraber misafirlerimize enfes tariflerimizi sunuyoruz.

Malzemelerden bahsetmeye geçelim öncelikli olarak humusun yapımına geçelim.

 

Humusun Malzemeleri:

  • 300gr Nohut
  • 1400gr Buz
  • 15gr Sarımsak
  • 300gr Tahin
  • 1 tutam tuz
  • Limon Tuzu

Humusun Yapılışı:

Nohut’u ve buzu blendere koyuyoruz kek kıvamına gelene kadar çekiyoruz. Göz kararı limon tuzu, tahin ve sarımsak ilave edip çekiyoruz. En son zeytinyağ ve tuzu koyuyoruz karıştırıyoruz.

 

Gözlemenin Yapılışı

  • 260gr Un
  • 115gr Su
  • 50gr Zeytinyağı
  • Tuz

Gözlemenin Yapılışı:

Un, tuz ve su karıştırıp kulak memesi tabir ettiğimiz kıvam elde edene kadar karıştırıp bir saat beklemeye alıyoruz. Sonrasında tekrar açıp zeytinyağı ekleyip rulo halini aldırıp 15 dakika daha bekletiyoruz. İstediğiniz şekli verip yağsız tavada pişiriyoruz.

 

İşte tamam! Humusumuzla beraber yiyebileceğimiz gözlememizde tamamdır. Sunumunu yaparken arzu ederseniz humusun o şeklini verebilmek için bir yemek kaşığından yardım alabilirsiniz.

Üzerine biraz zeytinyağı gezdirip sumak kimyon serpip servise hazır hale getirebilirsiniz.

Hadi afiyet olsun bizlere.

.

Pin It