Evet; Mısır’ın ikinci güzel güçlü kadını (M.Ö. 69-30) Kleopatra.
Çekiciliği ile insanları hipnoz edip, kokusuyla etkilediği söylenir Kleopatra’nın. Bilindiği gibi çok güzel bir kadın değildi oysa ki. Güzelleşmeyi kendisinde sanat haline getirmiştir.
Kleopatra’nın kendine ait özel bir laboratuvarı olduğu bilinmektedir. Aynı zamanda rahiplerin yardımı ile laboratuvarında yağ ve parfüm üretimi de yaptırıyor imiş.
Katı parfümle rujun ortaya çıkış şekli belirlediği gibi ürettiği benzer ürünler de vardır. Aşıklarına kendinden izler bıraktığı söylenmektedir.Akdeniz limanlarındaki aşığı; Marcus Antonius’u karşılarken yelkenlisinin yelken bezlerini özel yağ ve kokularla kaplayıp kendisi gitmeden kokusunu yollarmış. Romalı Antonius’un kokulara olan zaafını kullanan Kleopatra; onu bu şekilde etkilemeyi başarmıştır.
Antik Mısır’da diğer efsane ise; Mısır kraliçesi Kleopatra’nın; Sezar’a gönderdiği papirüsleri kakule ile sarıp sarması.
Kleopatra’nın süt banyolarına düşkünlüğü herkes tarafından bilinir. Peki ya güzel kokulu yağlarla tüm vücudunu ovdurduğunu duymuş muydunuz?
Romalı ünlü hekim Galanosa Kriton; Kleopatra’nın parfümlerle ilgili yazdığı parşömenleri toplayarak kitap oluşturmuştur. Bu eser bir süre sonra İslam hekimleri tarafından Arapça’ya çevrilmiştir. Kriton İslam kaynaklarında ‘El-Müzzeyyin Süsleyen Kozmetikçi’ olarak bilinir. 1500 yıl sonra Fransızca ve İngilizce çevrilmiştir.
Bu arada Kleopatra’nın iyi bir eğitim aldığı tahmin ediliyor. O dönemin tarihçelerine Kleopatra’nın yedi dil bilen entelektüel bir kraliçe olarak geçtiği de yok sayılamayacak bir bilgi. Güçlü ve kendini kokulara adamış bir kadın daha. Kendi kıymetini bilmesi ne hoş ve bizlere örnek.
Teşekkürler Kleopatra