Aldatmak sadece ilişkiyi temelinden sarsan bir eylem değil aslında, aldatmak aynı zamanda karakterin dökülüş biçimi. En az sevdiğiniz kadar sevildiğinizi  sandığınız, güvendiğiniz yol arkadaşınızın tıpkı size baktığı gibi bir başkasına baktığını bilmek öfkeye ve hayal kırıklığına neden olur. Aldatılmak tam bir güven kaybıdır. Bağışlamakla vazgeçmek arasında gidip gelirken, ne yapacağını kestirememek çaresizlik duygusunu yaratır.

Üçüncü Kişi Olmak

Aldatılmak kadar insanı yıkıma uğratan bir diğer durum ise, her şeyden habersiz bu tuhaf oyunun içinde kendini bulan üçüncü kişi olmak. Hiç bu tarafından düşündünüz mü bilmiyorum ama, ona baktığında göz bebeklerinde kendini gördüğüne yemin edeceği birinin aslında bir başkasına ait olduğunu bilmek hiç şüphesiz insana kendini berbat hissettiren bir durum. 

Sadakatsiz İnsanların Ortak Özellikleri

Sadakatsiz insanların ortak özelliği başkalarının ne düşündüğünü ya da ne hissettiğini önemsemeyişleri. Yalnızca kendi isteklerini ve arzularını ön planda tutmalarının ve birilerini kandırmanın ne denli onur kırıcı olduğunu fark etmemelerinin nedeni elbette bencilce düşünüş biçimleri.

Ama asıl altında yatan neden terk edilmenin, yalnız kalmanın acısını yaşamamak olmalı. Çünkü sadakat nedir bilmeyenler birilerine tutunarak hayatlarını garanti altına aldıklarına inanıyorlar. Bu fikir onlara kendilerini iyi hissettiriyor.

Özgüvenli Olanlar…

Özgüveni tam olan biri yol ayrımına geldiğini, ilgisinin azaldığını ya da başka birine kalbini açtığını hayat arkadaşına cesurca itiraf ederken ve onunla vedalaşırken, korkularıyla yüzleşemeyen bir başkası ise, uzun soluklu ilişkisini devam ettirirken eşzamanlı olarak bir başkasına da ilgi duymayı seçiyor. ‘Olmazsa geri döneceğim güvenli bir alan var’ fikri ile iki farklı hayat yaşarken aslında kendini kandırıyor. Çünkü kendini kime ve nereye ait hissettiğini bilmiyor.

İlişki Denklemi

Böyle bir denklemin üçüncü tarafı olanın içine düştüğü durum bana göre en kötüsü. Zaman zaman ilgisini kaybeden, ortadan yok olan, dengesiz davranan birinin inişli çıkışlı tavırlarını neye bağlayacağını anlayamamak, hatta sorunu kendinde aramak insana kendini çaresiz hissettirir.

Çözemediği bir şeyler olduğunu fark eder ama bir türlü nedenini bulamaz. O, sevdiği ve değer verdiği yol arkadaşının canının sıkkın olduğunu, yalnız kalmak istediğini, çok çalıştığını zannederken nasıl bir kaosun içinde olduğundan habersizdir.

Hani bir söz var; ‘Eğer biri sizi mutsuz ediyorsa, mutlaka mutlu ettiği bir başkası vardır.’ İlişkinizde kendinizi mutsuz hissediyorsanız, ilgisizlikten, anlaşılamamaktan, yalnızlıktan yakınıyorsanız, sorunun kendinizde olduğunu düşünmeyin.

Mutlu Olma Hakkınıza Sahip Çıkın!

Mutlu olmak, hayatın güzelliklerini yaşamak sizin en doğal hakkınız, lütfen buna inanın. Aldatılmak elbette insana kendini kötü hissettirir. Fakat bu sizin eksik yada değersiz olduğunuz anlamına gelmiyor. Sizi aşkla ve sadakatle sevecek, size değer verecek biri mutlaka var, bunu unutmayın!

Sevgilerimle,

Sevgim Çöloğlu

Yazar

“Yazarak anlatmak, konuşmak gibi değil. Yazılan her anlatı kendi içinde ölümsüzleşiyor. Çünkü kağıda dökülen her kelimenin büyülü bir yanı var. Okuyanın hayatına dokunmak, ruhuna iyi gelmek, yaşamın iyiliğini ve güzelliğini çoğaltıyor.” sözleriyle yazmanın gücünü tarif eden Sevgim Çöloğlu, NLP, Access Bars, Theta Healing, EFT Therapy konularında uzman ve kariyerini genel yayın yönetmeni olarak sürdürüyor.

Yoruma kapalı.

Pin It