Beynimiz ve beş duyu organımız her şeyi frekanslar halinde algılar. Çiçeğin kokusu, metalin sertliği, rengin maviliği gibi her algı; frekansların beyin tarafından koklanma, görme gibi duyulara dönüştürülmüş halidir.
Sevgililer Günü’nde sürpriz hediyeler almak, etrafı kalplerle süslemek, kırmızı güller ile romantizmi kutlamak heyecan verici ayrıntılardır. Aynı zamanda aşkınızı göstermenin yollarından biri de mutfakta harikalar yaratmaktır. Kolayca hazırlanan ve pişirmenize gerek olmayan Çilekli Sevgililer Günü Pastası tarifi yazının devamında…
Sevgililer Günü, ne kadar zorlama ve klişe görünse de, sevgi kavramlarınızı yeniden düşünmek için mükemmel bir zamandır. Sevginin kutlandığı günde yalnız olmak ise, bir talihsizlikten çok kendiniz için bir şeyler yapmanıza olanak tanır. Unutmayın sevmek ve sevilmek, insanın önce kendine beslediği sevgiden kaynaklanır. Kendi değerinizin farkına varmak, yalnızlığınızın tadını çıkarmak ve sevgi hakkındaki önyargılarınızdan, şüphelerinizden arınmanız için Sevgililer Günü’nü iyi bir fırsata çevirebilirsiniz. Sevgililer Günü’nü yalnız geçirecekler için ilham veren fikirler yazının devamında…
En güzel aşklar bazen öncesi dostluğa dayananlardır. Çünkü aşktan önce bir ilişkiyi sahici kılan aynı dili konuşabilmek, güven duygusunu geliştirmek ve kendini iyi hissetmektir. Aşktan önce dostluk kurmanın ilişkileri olumlu yönde etkilediğinin 7 nedeni yazının devamında…
Yeni yıla sayılı günler kala hayatınızı gözden geçirmeniz ve sizi harekete geçirecek etkili kararlar almanızın tam sırası. 2019 yılında gerçekleştiremediğiniz hedefleriniz ya da ertelediğiniz kararlarınız varsa ve yeniden başlamak için itici bir güce ihtiyaç duyuyorsanız, şimdi her şeye baştan başlayabilirsiniz. Eğer 2019 yılında işler umduğunuz gibi gitmediyse geriye dönüp bakmanın, pişmanlık duymanın, öfkelenmenin ya da acı çekmenin bir şeyleri düzeltmeyeceğini lütfen unutmayın. Ayağa kalkmak, silkinmek ve yeni bir yıl için yepyeni kararlar almak için buradayız.
En büyük korkularımızdan biri, güvenimize ihanet eden birine sevgimizi vermek olsa gerek. Muhtemelen ilişkilerinizde böyle bir şey başınıza gelmiştir. Bazılarınız için aldığınız ders belleğinize kazınmıştır ve aynı deneyimi tekrar yaşamamak için tedbirli davranıyorsunuzdur. Karşınızdaki insan farklı biçimlerde güveninizi sarsabilir. Yalan, ihanet, kalp kırma gibi nedenler hayal kırıklığı yaratır.
Bazı ihanetler acıtan ama iyileşen kağıt kesiği gibidir. Bir anda derinden sızlatır. Kendinizi aldatılmaktan, yalana maruz kalmaktan, güven yoksunluğundan nasıl alıkoyabilirsiniz ve birine korkmadan kalbinizi nasıl verebilirsiniz?
Aldatmak sadece ilişkiyi temelinden sarsan bir eylem değil aslında, aldatmak aynı zamanda karakterin dökülüş biçimi. En az sevdiğiniz kadar sevildiğinizi sandığınız, güvendiğiniz yol arkadaşınızın tıpkı size baktığı gibi bir başkasına baktığını bilmek öfkeye ve hayal kırıklığına neden olur. Aldatılmak tam bir güven kaybıdır. Bağışlamakla vazgeçmek arasında gidip gelirken, ne yapacağını kestirememek çaresizlik duygusunu yaratır.
Aşk, halatı kopmuş bir asansörün kalbimizden midemize hızla inmesi gibi sanki. Bütün dünyaya gözü kör, kulağı sağır eden aşk, bize hayatın tek gerçeğinin ‘O’ olduğuna yeminler ettirebilir. Olur olmadık zamanlarda gözlerimizin yaşlarla dolmasının, yüreğimizde kelebekler uçuşmasının, mutlu hayaller kurmamızın sebebi hep aşktan…
Aşk kelimelere sığmıyor elbette. Ancak, aşk bizi değiştirmemeli. Olmadığımız birine dönüştürmemeli. Sevdiğimiz insanlardan, alışkanlıklarımızdan, beğenilerimizden, tarzımızdan, duruşumuzdan bizi vazgeçirmemeli. O zaman aşk bir eziyete dönüşür çünkü!