Korku, tıpkı sevgi gibi bir enerjidir. Hayatınızı kurtarabilir, aynı zamanda gücünüzü de vakumlayabilir. Eğer korkumuz olmasaydı, kendimizi güvende tutamazdık. Örneğin; binaların çatılarından atlamak, hızla akan bir trafikte karşıdan karşıya geçmek ya da sağlığımızı hiçe saymak gibi şeyler yapabilirdik. Gerçek şu ki; bizler süper kahramanlar değiliz ve bu yüzden korku mekanizmamız bizi bilinçli davranmaya programlar. Ancak elbette bizi koruyan panik ve kaygı ile büyüyen, ruh sağlığımızı olumsuz etkileyen değil, makul ve sağlıklı korkudur!

Korkuyu Dönüştürmek

Şimdilerde içinden geçtiğimiz ve aslında sınandığımız bu zorlu süreç hepimizi korkuya boğuyor. Geleceğimizden endişe duyuyoruz, nasıl başa çıkacağımızı bilmiyoruz. Tam da bu zamanda eğer korkularımızı dönüştürebilirsek, daha net kararlar almamız mümkün olabilir. Bilinçli farkındalık ile kendimizi ve sevdiklerimizi koruyabiliriz. Korkuyu dönüştürmek, önce kabul boyutuna geçmekle başlıyor. Olanı kabul etmek, umursamaz olmak ve hiçbir şey yokmuş gibi davranmak değil. Bilakis, sükunetli kalmak ve daha berrak bir zihinle düşünmek anlamına geliyor.

BİR Olmanın Farkındalığı

Şimdi hepimiz ‘BİR’ olmanın ayırımına varmaktayız. Çünkü hiçbirimizin diğerinden farkı, önceliği ya da üstünlüğü yok; dikkatimizi verdiğimiz odakla aslında bir bakıma zorunlu bir uyanış sürecinden geçiyoruz. İşte bu süreçte korku titreşimimizi çoğaltacak her türlü bilgi kirliliğinden uzak durmalıyız. Görüştüğümüz insan sayısını minimuma indirmeliyiz. Hijyen kurallarına uymalı ve bağışıklık sistemimizi güçlendirmeliyiz. Diğer taraftan bu dönemi kendi içimize dönüp içsel  farkındalığımızı keşfetmek için değerlendirmeliyiz. Çünkü her bireyin tek başına yaydığı enerji ‘Bir’den çıkıp ‘Bütün’ü etkiler.

Sağlıklı Korku – Sağlıksız Korku


Sağlıklı korku ve sağlıksız korku arasında derinden çizdiğimiz çizgi, yaşamı nasıl yaşadığımıza bağlıdır. Bu çizginin varlığını tanımak için biraz zaman alabilir ve sonra onu yeniden tanımlayabiliriz. Ancak bu çok zor bir iş olabilir. Çünkü korku kalbimizde merkezlenmiş halde kalmaya ve hayatlarımızı anlamlı şekilde yaşamaya devam etmemize meydan okuyor olabilir.

Kendimizi endişe verici düşünceler üzerinde durmaya veya korkunun pençesinde kalmaya izin vermek, hayatlarımızı huzurla yaşamamızı engeller ve sorunlarımıza en iyi çözümleri bulmamızı zorlaştırır. Bu nedenle, önce içimize odaklanmamız ve var olabilecek herhangi bir korkunun farkında olmamız önemlidir.

Korkuyu Bastırmak

Bazıları için korku açıktır, ancak çoğu insan için arka planda çalışmaya devam eden yıkıcı bir enerjidir. Çünkü korkuyu bastırmaya çalışmak, yok saymak ve normal hayata devam etmeyi sürdürmek var olan kaosu büyütebilir. Korkunuzla yüzleşin; onun size ait olduğunu kabul edin ve sevgiye dönüştürmek için meditasyon yapın, bolca dua edin. Unutmayın, karmaşık bir zihinle sağlıklı çözüm yolları bulamazsınız.

Sevgiyle,

Sevgim Çöloğlu

Yazar

“Yazarak anlatmak, konuşmak gibi değil. Yazılan her anlatı kendi içinde ölümsüzleşiyor. Çünkü kağıda dökülen her kelimenin büyülü bir yanı var. Okuyanın hayatına dokunmak, ruhuna iyi gelmek, yaşamın iyiliğini ve güzelliğini çoğaltıyor.” sözleriyle yazmanın gücünü tarif eden Sevgim Çöloğlu, NLP, Access Bars, Theta Healing, EFT Therapy konularında uzman ve kariyerini genel yayın yönetmeni olarak sürdürüyor.

Yoruma kapalı.

Pin It